Eylül 2018 | Akademik Birisi

Yüksek Lisans Mülakatında Ne Sorarlar?

  Hiç yorum yok

Forum sitelerinde en çok karşılaştığım sorulardan birisi olduğu için bende bu konuda kendi başımdan geçen tecrübeyi paylaşmak istedim. uludağ üniversitesinde işletme anabilimdalı Yönetim ve Organizasyon bilim dalının açmış olduğu yüksek lisans ilanına başvuru yapmıştım. Bu başvuruyu tamamen ümitsiz bir şekilde yapmıştım çünkü ales puanımdan ümitli değildim. O zamanlar 79 puanım vardı.(Şimdi 85 oldu)

Daha sonra günü geldi ve ön başvuru sonuçları açıklandı ve bende listedeydim. O an çok sevindim çünkü yaptığım ilk başvuru Bursa'ydı ve mülakata katılmaya hak kazanmıştım. Bursa hiç bilmediğim bir şehir olduğu için hemen haritasını açtım. Otogar nerede, okul nerede, nerelerde kalabilirim, nerelerde yemek yiyebilirim ve vakit kalırsa nereyi gezebilirim diye işaretlemeler yaptım ve notlar aldım. Daha sonrasında hangi otobüs nereye gitmek için kullanılır, toplu taşıma kartı nereden ve nasıl alınır bunların hepsini not aldım. Otobüslerin duraklarına kadar inceleme yaptığımı hatırlarım.

Memleketten gece bindim otobüse sabahın ilk ışıklarında ezan sesiyle birlikte bursaya iniş yaptığımı hatırlıyorum. Hemen otobüslerin hareket ettiği yere geçtim ve biniş kartımı aldım. Giriş sınavı ve mülakat aynı gündü ve bütün bölümlerin günü de aynıydı.  O yüzden otobüsü beklerken benim gibi olan bir çok kişi olduğunu fark ettim ve 5 yıldır görmediğim bir arkadaşımla orada karşılaştım. O da benim gibi sınava gidiyormuş. Numalarımızı aldık vs. daha sonra yola koyulduk.

Kampüsün içini hafızama kazımıştım. İner inmez vakit kaybetmeden hemen enstitüye gittim sınav yerimi, salonumu bunları öğrendim. Sonrasında ufak bir kahvaltılık atıştırması derken sınav vakti geldi.

Salonun önünde benimle birlikte aynı ilana başvuru yapanlar vardı. Toplamda ilan 5 kişilikti ve biz salonun önünde yalnızca 4 kişiydik. Hepimizin gözlerinde aynı parıltı.( Hepimiz kazandık :) ). Öyle olmadığını içeriye girince anladık. Sınav belletmeni çok heveslenmememizi sınav komisyonunun isterse kimseyi almama hakkı olduğunu ve hepimizin eli boş dönme durumu olduğunu hatırlattı. Olsun ben moral bozmadım. Asıl aklımda olan sınav sorularıydı.

Mülakatımı bir şekilde yapacağımı düşünüyordum ama asıl sorun yazılı sınavdı. Bir cuma sabahı sanırım saat 10.30 sıralarında bizim sınavımız başlamıştı. Sınavda 5 klasik soru vardı ve bir saat süre verilmişti. Sorular hiç beklemediğim yerlerden gelmişti ve gerçekten çoğu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Tamamen doğaçlama olarak kişisel birikimimle cevaplar yazmaya çalıştım ama nafile 3-4 cümleden fazla yazı yazamıyordum. O an boşuna bu kadar masraf yapıp geldiğime üzülmüştüm.

Sorulardan kolay olarak yapabildiklerimden hatırladıklarım bazıları:
1- Lider nedir vasıfları neler olmalıdır.
2- Stratejik yönetim nedir tanımlayınız.

Diğer 3 soruyu ise hatırlamıyorum. Zaten onlara doğru düzgün cevap yazamamıştım. Bu cevap kağıtları toplandı ve öğleden sonra 1.30'da başlayacak olan sözlü mülakata kadar serbest olduğumuz söylendi.

Moral bozukluğu ile sınavdan çıkmıştım ve hiçbir ümidim kalmamıştı. Neyse Cuma günüydü gittim namazımı eda ettim geldim salonun önüne.  Sabah ki grup aynen bekliyoruz. Daha sonra komisyon üyeleri birer birer gelmeye başladı. (daha sonradan o hocalarımı çok sevecektim) İçeride çok katı bir hava vardı ve kapı her aralandıkça bu sert hava insanın yüzüne kırpaç gibi vuruyordu. Ben mülakat sırasında 4. sıradaydım ve içeriden gelen bu sert hava her kapı açılışında biraz daha beni tedirgin etmişti.

Böyle durumlarda kolay kolay heyecanlanmayan ben sıra bana geldiğinde aşırı heyecanla kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Komisyon üyelerinden en çok Yücel hocamdan korkmuştum. Daha sonrasında montumu çıkarmak için izin istedim ve soru cevaplar başladı.
Sabahki olduğumuz sınavın cevap kağıdım ellerindeydi ve verdiğim cevaplar onları tebessüm ettiriyordu :). Daha sonra bu soruları bana yeniden yönelttiler ve neden cevaplayamadığımı sordular. Bende alan dışı öğrencisi olduğumu ve kendi alanıma göre soruları cevapladığımdan bahsettim.
Gayet anlayışla karşıladılar. Lisans eğitimi gördüğüm okul hakkında ve derslerimiz hakkında sorular sordular.
Neden yönetim ve organizasyon alanını tercih ettiğimi sordular. Bu sorulara hep en iyi cevapları verdim. Çünkü bu sorulara kendimi hazırlamıştım.
İngilizceyle aramın nasıl olduğunu sordular. Bende ingilizce hazırlık eğitimi aldığımdan bahsettim. Tamamen muhabbet havasında geçen birkaç dakikadan sonra işler ciddileşmeye başladı ve sıkıştırmaya başladılar.
Burada ne kadar hevesli olduğumu ölçmeye yönelik sorular sordular. İşte o zaman terlediğimi hatırlıyorum. Cevaplar üretmeye çalıştım, ikna etmeye çalıştım ama nafile gibi duruyordu. Daha sonrasında soğuk bir ses tonuyla tamam çıkabilirsin dediler. Ben bir maceranın sonuna geldiğimi anlamıştım.

Dediğim gibi mülakat cuma günüydü ve 3 gün sonra pazartesi günü kazananlar için kayıtlar vardı. Ben sınavlarımın iyi geçmesi durumuna karşılık öğretmenevinde kalmayı düşünüyor pazartesi de memleketime dönmeyi düşünüyordum. Ancak buna gerek olmadığını mülakattan çıkınca anlamıştım ve doğrudan memlekete döndüm.

Pazartesi günü ise değerlendirme sonuçları açıklandı. Hocaları ikna etmişim :)
Yeniden doğruca Bursa'ya gittim ve kaydımı yaptırdım. Artık İstanbul Siyasaldan sonra Uludağ Sosyal Bilimler Enstitüsü maceram başlamıştı 2017 martında...

Lütfen yorum yapmayı ve bu gibi yazıları anında okuyabilmej için abone olmayı unutmayın 😊✋

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *